CHP’Lİ GİRGİN MECLİS GENEL KURULUNDAN SESLENDİ; ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMASIN
TBMM Genel Kurulunda görüşülen 2019 yılı bütçe görüşmelerinin İçişleri Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile bu bakanlıklara bağlı kamu kurumlarının bütçelerinin görüşüldüğü 6. Turunda CHP grubu adına söz alan CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin asgari ücretten vergi alınmamasını talep etti.
CHP’Lİ Girgin Meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada;
‘’İktidarın 16 yılı geride bırakan bütçe pratiğine bakıldığında, kamu hizmetlerine yeterince kaynak aktarmak, gerçek anlamda istihdam artırıcı politikaları hayata geçirmek, dolaylı vergileri azaltmak, temel tüketim mallarından alınan KDV’yi sıfırlamak, asgari ücreti vergi dışı bırakmak gibi bir derdinin olmadığı açıkça görülmektedir.
En zengin yüzde 1’lik kesimin milli gelirden aldığı pay AKP iktidarı döneminde yüzde 38’den yüzde 56’ya çıkmıştır. Geri kalan yüzde 99’luk kesim ise milli gelirin kalan yüzde 44’ünü paylaşmaktadır.Yani AKP zenginlere çalışmış, zenginleri koruyup kollamıştır. Fakirin sofrasındaki ekmeği ve katığı zenginin sofrasına taşımıştır.
2019 bütçesi yaşanan ekonomik krize karşı halkı koruyan bir bütçe değildir.
Zam bütçesidir, israf bütçesidir, faiz bütçesidir. Krizin faturasını da emekçi halka, Öğrencilere, emeklilere ve ev kadınlarına ödetecek bir bütçedir.
Bu bütçe ‘’Halka gelince, dar gelirli vatandaşa gelince, ekonomik savaş veriyorum, para yok!
Garantili geçiş yöntemiyle hazineyi boşaltan yandaş şirketlere gelince para çok.’’ Bütçesidir.
Halka gelince acı reçete varsa bunu hep beraber üstleneceğiz. Kendilerine gelince kışlık, yazlık saraylar yapıp uçan saraylara binenlerin bütçesidir.
Hazine ve Maliye Bakanı “acı reçete varsa bunu hep beraber üstleneceğiz “ demekle aslında amiyane tabirle kebabı biz yiyelim hesabı ortak ödeyelim diyor, lakin inanmayın hesabın tamamını millete ödetecekler.’’ Diye konuştu.
Sayın Bakan ‘’O lokomotifin orada olmaması gerekiyordu.’’ Demiş, Senin de bu şartlarda bakan olmaman, bakan kalmaman gerekiyordu.
‘’Bildiğiniz gibi Çarşamba günü yine bir tren kazası yaşandı ve ne yazık ki 9 yurttaşımız hayatını kaybetti, 47 yurttaşımız da yaralanmıştır. Hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allahtan rahmet yararlananlara geçmiş olsun dileklerimi buradan iletmek istiyorum.
Ama buradan yine söylüyorum. Bu tren kazasında da istifa eden olmayacak sorumlular hesap vermeyecek ve ölen yine öldüğü ile kalacak. Çorlu araştırılsaydı bu kaza olmazdı. Araştırılsın dediğimizde hayır diyorsunuz.
6 Aralık’ta KİT komisyonunda Ulaştırma Bakanı; ‘’ Hızlı tren hatlarımızın tamamı 24 saat kameralarla kontrol ediliyor.’’ diyordu.Saray yapılırken itibardan tasarruf olmaz, hızlı trene sinyalizasyon yapılırken itibardan tasarruf olursa, bitmemiş tren yolunu seçim yatırımı olsun diye açarsanız olan kaza değil, cinayet olur.
Bir de kalkmış ‘’O lokomotifin orada olmaması gerekiyordu.’’ demiş sayın bakan. Seninde bu şartlarda bakan olmaman, bakan kalmaman gerekiyordu. Sizin yüzünüzden 3’ü makinist 9 hayat söndü sayın bakan.’’ Diye tepkisini dile getirdi.
ASGARİ ÜCRETTEN VERGİ ALINMASIN
Türkiye’de gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisi ücretliler tarafından ödenmektedir.
Öyle ki asgari ücretli bile eylül ayında yüzde 20 vergilendirilir duruma gelmiştir.Bundan dolayı eline geçen net ücret azalmaktadır.
Gerçi yapılan düzenlemeyle eylül, ekim, kasım ve aralık aylarına ilişkin net ücretleri 1.603 TL’nin altına düşenlere ilave asgari geçim indirimi uygulaması getirilmiştir. Bu düzenleme nedeniyle bekar olan işçilerin vergi nedeniyle 1.603 TL’nin altına düşen ücretleri karşılanmaktadır.
Ancak örneğin evli, eşi çalışmayan ve 3 çocuklu bir işçinin yılbaşında almakta olduğu 1709 TL asgari ücret eylül ayından itibaren gerilemektedir.
Bu nedenle özellikle asgari ücretle çalışan işçiler yönünden asgari ücretle çalışan işçilerin ücret gelirlerinin tamamının vergi dışı bırakılması,asgari ücretin üzerinde ücret alan işçilerinse gelirlerinin asgari ücret miktarı kadar olan kısmının vergi dışı bırakılması uygun olacaktır.
Bazı rakamlar vereyim,Kasım ayı itibariyle açlık sınırı,1943 TL, yoksulluk sınırı 6328 TL, asgari ücret 1603 TL.Sarayın 1 dakikalık masrafı ise 5327 TL. Bakanlığın rakamlarına göre neredeyse 6 milyon çalışan asgari ücret alıyor. Dünyanın hiçbir yerinde çalışanların yarısı asgari ücretli değildir.Enflasyon yüzde 25,2 Enflasyon en adaletsiz vergilerdendir, en yoksulu en çok vurur.
2013’de 12,500 dolar olan kişi gelir 2018’de 10 bin doların altında olacaktır.
Türkiye fakirleşiyor
Bugün Türkiye de 3,5 milyon kişi işsizdir. Kayıt dışı çalışanların oranı yüzde 34.846 Şirket konkordato ilan etti.İflas, konkordato ve haciz işlemlerinde de en fazla işçiler etkilenmektedir. İş kanununda Kıdem tazminatları mutlaka öncelikli alacak haline getirilmelidir.1 milyon 30 bin üniversite mezunu işsiz durumda ve her yüz gençten 28’i ne eğitimde ne istihdamda yer almaktadır.Özetle, nereye bakarsak bakalım, hangi veriyi temel alırsak alalım aynı sonuca işaret etmektedir. Bu koşullar altında hazırlanan bütçenin girişte ifade ettiğimiz soruyu yanıtlaması büyük önem taşıyor.
Emekçilerin yasal mücadele alanları, yasaklarla kapatılıyor, yasal hak arama çabaları engelleniyor. Parlamentoda iş güvenliği yasası çıkarıyorsunuz fakat bu yasanın uygulanmasını isteyen işçileri gece yarısı operasyonlarıyla adeta terörist muamelesi yapıyorsunuz.
Demokrasi, sadece sandıkta değildir. Demokrasi senin gibi düşünmeyene saygıdır, demokrasi hoşgörüdür, uzlaşıdır,Demokrasi hak aramaktır, protesto hakkıdır, gösteri ve yürüyüş hakkıdır, grev hakkıdır. Sendika hakkıdır.
Gereğini yap
Uluslararası Çalışma Örgütü ILO’nun İstanbul’daki Ekim 2017’deki toplantısında ‘’Sendikalaşmaktan, örgütlü olmaktan korkmayalım” diyerek çağrı yapmıştı dönemin başbakanı Sayın Binali Yıldırım.
‘’Bu çağrıyı önemsiyoruz ancak ülkemizde patronların fabrikalarda hukuku hiçe sayan uygulamalarına karşı hükümetinizin işçilerden yana tavır aldığına ne yazık ki şahit olamıyoruz”
Korkmadan, en temel hakları olan sendikalaşma haklarını kullanan yüzlerce, binlerce işçi her yıl işten çıkartılıyor. ”Eğer samimiyseniz gereğini yapın.
Çalışanları korumakla yükümlüsünüz. Hiç sendikalı oldukları için işten atılan işçilerin yanına gidip derdiniz nedir dediniz mi?İşverenlere sendikalaşan işçileri sokağa atamazsınız ya da hukuku çiğneyemezsiniz dediniz mi?
Gelin Muğla’ya araç muayene istasyonunda ve Türkiye’nin her yerinde sendikalı oldukları için işten atılan işyerlerini ziyaret edelim ve anayasal haklarını kullanan işçilerin yanlarında olalım. Demokratik haklarını kullanan insanlara reva görülen şiddet ve baskıcı uygulamalara bir an önce son verilmesini istiyorum.Hak arayan işçiye plastik mermi sıkmayın, hak arayan madenciyi tekmelemeyin, hak arayan havalimanı işçisine terörist muamelesi yapmayın. Gidin tecavüzcülere ve çocuk istismarcılarına gereken cezayı verin, gidin kadın cinayetlerini önleyici tedbirlere kafa yorun. Bu ülkenin itibarı görgüsüzlük abidesi saraylar ile ölçülmez, bu ülkenin itibarı emeğe verilen değer ile ölçülür, kadına verilen değer ile ölçülür, çocuklara verilen değer ile ölçülür.’’ Diye sözlerini noktaladı.