KARACİĞER YAĞLANMASIYLA BAŞA ÇIKIN
Karaciğer, vücudumuzun en büyük ve metabolik açıdan en kompleks organıdır. Temelde işlevi, tüm yediğimiz ve içtiğimiz besin maddelerini işlemden geçirmek ve kandaki tehlikeli maddeleri filtre etmektir. Karaciğer hücrelerinin bir miktar yağ içermesi normaldir. Ancak vücut fazla miktarda yağ ürettiği ya da alınan yağı yeterli hızda metabolize edemediği taktirde fazla yağ karaciğer hücrelerinde birikir. Bu yağ fazlalığı organ ağırlığının %5-10’undan fazla ise bu duruma “karaciğer yağlanması” adı verilir. Toplumda oldukça yayın görülen bir hastalıktır. Toplumumuzda ise her 4-5 kişiden biri bu hastalığa sahiptir. Çoğunlukla 40 ile 60 yaş grubu arasındaki kişilerde görülmekle birlikte hastalığın kadın ve erkeklerde görülme sıklığı eşittir.
Obezite, tip 2 diyabet ve hiperlipidemi karaciğer yağlanması için büyük risk oluşturur. Bu hastalığın en yaygın nedenlerinden birisi de alkol tüketimidir. Alkol kullanımıyla vücutta oluşan toksinler karaciğer hücrelerine zarar vermeye başlar. Hastalık siroza kadar ilerleyebilir.
Karaciğer yağlanmasının tanımlayıcı net bir belirtisi yoktur. Genelde yorgunluğa ve belirsiz karın ağrılarına sebep olur. Aşırı miktardaki yağlanma ise karaciğerde inflamasyona neden olabilir. Hastalığın ilaçla ya da ameliyatla bilinen bir tedavi şekli yoktur. Sağlıklı kiloya ulaşmak ve bunun için diyet ile egzersiz yapmak hastalığın altında yatan risk faktörlerinin düzeltilmesinde tek etkili yoldur.
Karaciğer Yağlanması İçin Öneriler
- Karaciğer yağlanması olan kişilerde sıklıkla insülin direnci de beraberinde görülmektedir. Vücutta var olan insülinin kullanılmaması sonucu kanda miktarı artan glikoz, karaciğer tarafından yağa dönüştürülür. Omega-3 ve tekli doymamış yağ asitleri insülin duyarlılığını ve insülinin vücuttan kullanılabilme yeteneğini artırır. Bu nedenle bu yağ asitlerine diyette sıkça yer verilmeli, doymuş yağ asitlerinden ise kaçınılmalıdır. Omega-3’ün en önemli kaynakları balık, ceviz, keten tohumu gibi bitkisel yağlardır. Tekli doymamış yağ asitleri ise zeytin, fındık ve avokado gibi bitkisel kaynaklarda bolca bulunur.
- Hayvansal yağ içeriği yüksek olan sakatatlar ve yağlı etlerden uzak durulmalıdır. Az yağlı yemeye özen gösterilmelidir.
- Meyve, sebze gibi antioksidan içeriği yüksek besin grupları hücreleri hasara karşı korur. Günlük sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır. Ayrıca E vitamini de antioksidan içeriğinden dolayı hastalığın iyileşmesine yardımcıdır. Badem ve ay çekirdeği E vitaminin iyi kaynaklarıdır. Yapılan çalışmalar E vitamini, C vitamini ve kolesterol düşürücü ilaçlar birlikte alındığında karaciğer yağlanması üzerinde iyileştirici etkiye sahip olduğunu göstermiştir.
- Fazla miktarda basit şeker tüketimi karaciğerde besinlerin yağa dönüşüm sürecini hızlandırır. Bu nedenle şeker ve şekerli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Meyve gibi doğal şeker kaynakları tercih edilmelidir.
- Alkolden uzak durulmalıdır. Alkolün fazla tüketilmesi hastalığın ilerlemesine ve karaciğerde geri dönüşümsüz hasar oluşmasına neden olur.
UZMAN DİYETİSYEN
BÜŞRA UYSAL
*Adres:Cumhuriyet Mah. İnönü Cad. Eski Seydikemer Belediye binası karşısı Kat:2
*Facebook @uzmandiyetisyenbusra
*Instagram@uzmandiyetisyenbusra